27 Eylül 2011 Salı

inanç


hak ettiğimi düşünüp de elde edemediğim şeylerle ilgili düşüncem, neticede gelecek olana henüz hazır olmadığım yönündedir.
bu kaderci bir davranış sayılmaz, en azından bana göre...
"hadi hayırlısı" ya da "ne yazıldıysa o olur" gibi bir düstura kapılıp olduğum yerde bekleyemem.
ama "neden hâlâ başıma gelmedi?" diye olmadık işlere de girişemem.
beni genel olarak tanımlayan "mantıklı" sıfatı buna ters zaten.
bu bir çeşit umuttur.
"hayır olandadır" demişti O bana pek çok kez, ben de inandım.
bilinen anlamda "inançlı" sayılmam lakin bir şeylere inandığım yadsınamaz.
neye inandığım ise sadece benim meselem, kimseyi ilgilendirmez.
işte bu "hazır olmadığım" geleceklere hazırlanmak için yaşıyorum içinde bulunduğum anı.
buna inanıyorum.
bu cümle dışında, hiç içinde "bugünkü aklım olsa..." geçen cümle kurmadım da.
"asıl orada şunu diyecektim ki..."yle hayat geçmez çünkü.
"o an" neyi gerektiriyorsa onu yaptım hep, mümkün oldukça da pişman olmamaya gayretliyim.
"gereklilik" ise görecelidir.
hayat da muharebelerden oluşur.


2 yorum:

  1. bence bu, harika bir yazı. bu, benim kendime övünme payı çıkartabileceğim bir duruşu tarif eden bir yazı...:)))))
    hep böyle ol; evet hayat muharebelerden oluşuyor, ve savaş hiç bitmiyor.
    tek uyarım şu olabilir:"işte bu "hazır olmadığım" geleceklere hazırlanmak için yaşıyorum içinde bulunduğum anı." cümlesi bir açıdan doğru, yeter ki bu, geleceğe hazırlanıyorum derken bugünü harcamaya ya da tevekküle dönüşmesin... "an"ı kaçırmamalı, çünkü hiçbirimiz, cebimizde o "an"lardan ne kadar var, bilmiyoruz...
    yarını, bugünümüz yapar biraz da...
    seni seviyorum, hatta hayranım diyebilirim... canım kuzum...

    YanıtlaSil
  2. ağlatmasana kadın! :)
    dediklerinin de farkındayım

    YanıtlaSil