8 Haziran 2012 Cuma

nice to ''know'' you...


bundan nereden baksan 8-9 yıl kadar önce bir barda tanımadığım 30 küsür yaşında bir adam bana aynen şunu dedi:

''günün birinde, belki 27 yaşına geldiğinde, insanları kitap gibi okuyacaksın. kim ne diyor, onu derken aslında ne demek istiyor anlayacaksın.''

konu buraya neden ve nereden gelmişti, bu lafı satmak için neden beni seçmişti ve neden 27 bilinmiyor. şimdi 28 yaşındayım, bahsi geçen olgunluğa az çok eriştiğimi düşünüyorum ''yılların tecrübesi''yle, büyük konuşmuş olmak istemem.

bildiğim -ve son zamanlarda aklıma düşüp duran- şeyse şu; dostluk denen şey en basit tanımıyla
karşındakini tanıdığına pişman olmamak
ve daha da önemlisi
karşındakini seni tanıdığına pişman etmemek
üzerine kuruluyor.

belki de sadece buna dikkat etmek yeterli, gerisi geliyor.

çoğu zaman birileriyle tanışırken ''memnun oldum'' demeyi saçma bulmuşumdur zira o an sadece adını öğreniyorum. ''tanışmak'' ise ayrı bir hikaye.

''merhaba'' demeyi yeğlerim, sonrasını zaman gösteriyor.

2 yorum:

  1. Türkçe'yi İngilizce üzerinden doğrulamayı sevmiyorum prensipte ama, işte elin gavuru "nice to meet you" diyor; sizinle tanışmak hoş. o kadar... memnun olur muyum olmaz mıyım ne bileyim ayol ben o dakikada... dağılabiliriz...

    YanıtlaSil
  2. doğru. bi yandan "tanışmak" da tanımanın işteş hali olduğundan o bile mantıksız aslında. tanımak el sıkışmanın ötesinde bir durum olduğundan. işte o yüzden tercih "merhaba", yani "benden sana zarar gelmez".

    YanıtlaSil