If Performance Hall bir dönem
evim gibiydi. Eski grubum Radyo’yla çarşambaları çalmaya başlayıp sonrasında
cumartesi gününe terfi ettiğimiz dönemde gece hayatı anlayışım da If
Performance Hall çevresinde şekillenmişti diyebilirim. Kapıdan içeri adımımı
atar atmaz -hatta bazen daha atamadan- tanıdıklarla selamlaşmaya başladığım,
evimin mutfağıymış gibi bardan içki almaya gittiğim, sahnede arkadaşlarımı
izlediğim güzel bir dönemdi, çok da eski değil, bundan 4 yıl kadar önce galiba
(eski/yeni de göreceli kavramlar tabii). Sonra ne oldu bilmiyorum ama aşağı
yukarı her mekan için geçerli olan ‘buranın da devri kapanır yakında’ lafı If
için hiç geçerli olmadı, beklentinin aksine her geçen gün biraz daha kalabalıklaşan
bir mekana dönüştü. Sanıyorum o sıra bahçesinden öteye adım attırmayan söz
konusu kalabalığından sıkılıp izlemek istediğim pek çok müzisyen gelmiş
olmasına rağmen If ziyaretlerimi seyrekleştirmiş olmalıyım.
Ama ‘eve’ dönmek için güzel bir
vesile seçtim geçen hafta. Yılbaşı öncesi başka bir şey ararken D&R’da
rastladım Multitap’in ikinci albümüne. Sessiz sedasız mı çıkmış yoksa ben mi bu
ara kendi derdime düşüp kaçırmışım onu bilemiyorum ama albümü görmek
sevindiriciydi. Açık konuşayım, ilk albümün çıkış parçasının kendisi bir yana,
adını (Battaniyem) duyduğumda biraz küçümsemiştim grubu, kimdir nedir bilmeden
‘hah yine çıktı abuk subuk, özenti birileri’ gibi bir önyargım olmuştu. Ama
‘Çıbık’ın klibini takiben ilk albümün tamamını dinlediğimde ‘tez bu şarkıların
hepsine klip çekile!’ dediğimi hatırlıyorum.
Şimdi o çok eğlenceli ilk albümün
(Takım Oyunu) devamının geldiğini görmek hoşuma gitti doğrusu. Ülkemizde yaygın
‘sound’un dışında seyretmeyi, ağlamaklı aşk ve yalnızlık şarkıları yapmamayı
tercih etmiş grupların, piyasa şartları karşısında yılmadan yola devam ettiğini
gördüğümde sanki çocukları ben gaza getirmişim de öyle çıkmışlar gibi
seviniyorum. Bana ne oluyorsa? Neyse işte, çok geçmeden If Performance Hall’un
Multitap afişini de görünce bir de yakından görmeye gitmek farz oldu.
İkinci albüm, Özel Birisin’i
konserden 2 gün önce dinlemeye başladım ama gününü ofiste geçiren biri olarak
çok verimli dinleme seansları olduğunu söyleyemem. Yine de dikkatimi çeken ilk
parça, albümün açılış parçası olan ‘Kızın Annesi’ oldu. İlk albümün fırlamalığını
devam ettiriyor. Grubun davulcusu Ali Cihan’ın seslendirdiği Ci ise mızıkalı
western havasıyla ilk etapta hafiften Gorillaz’ı andırsa da sözleriyle
yarattığı etki Multitap’in ‘güldürürken düşündürme’ fonksiyonuna hizmet ediyor.
Konserde seyirciden aldığı reaksiyon nedeniyle tekrarlanan Ben Anlarım da
sözleri itibariyle acıklı ama müziğiyle dinleyiciyi ters köşeye yatıracak kadar
sevimli ve umut verici.
Kendimi Multitap’in albümleriyle
şarj edip geçtiğimiz perşembe If’e gittiğimde kapıda karşılaştığım eski
dostlardan Gökhan, beni tanıyamadığı 2 saniyenin ardından “Nerelerdesin? 3
yıldır yoksun heralde?” demek suretiyle suçumu açıklamış oldu. Ben de arayı ne
kadar açmışım onu öğrenmiş oldum. Gak guk ederek kendimi bu mahçubiyetten
sıyırmayı başarıp içeri girdiğimde içersinin tam da benim sevdiğim, ideal
kalabalığa sahip olduğunu gördüm, ne boş, ne de tıklım tıklım, şahaneydi. Konseri
beklerken insan sayısı biraz daha arttı elbet ama rahatsız edici boyutlara
ulaşmadı gece boyunca.
Multitap’i ilk kez canlı
seyredecek olmanın verdiği merak yerini tatmine bıraktı konser başlayınca
(bunda açılışı ilk albümdeki favorilerimden Ben Hep Burdayım’la yapmalarının da
etkisi olabilir). İki albümden de sevilen parçalarının yanı sıra M.F.Ö., MGMT
ve Oasis gibi gruplardan birkaç coverı da içeren yaklaşık 2 saatlik setlistleri
ile gayet eğlenceli bir gece geçirttiler dinleyenlere. Seyirciyle
iletişimleri de gayet başarılıydı, bekledikleri tepkileri de aldılar diye
düşünüyorum. O gece If’te oraya sırf dışarı çıkmış olmak için gelenlerden
ziyade Multitap’in kendi dinleyicisinin olduğu, her şarkıya eşlik etmelerinden
belliydi.
Yaptıkları parçalar itibariyle
sevimli ve sempatik adamlar olduklarını tahmin ediyordum zaten, o gün şans
eseri öğrendiğime göre aslında bu onları ilk görüşüm de değilmiş aslında zira
grup Multitap olmadan önce Bedük’le çalışıyormuş ve ben de onları 2007’de Rock
N’Coke’da izlemişim. Laf olsun diye söylemiyorum, o zaman da -özellikle
vokalleri Selim Siyami Sümer’in- pozitif enerjisini fark etmiştim. O zaman da
Bedük bir yana, grup çok eğleniyordu ki bu seyirciyi eğlendirmenin ilk
kuralıdır zaten. İki albümlü grup olmak bir şey değiştirmemiş gibi. Hala aynı
samimiyet mevcut Multitap bünyesinde. Canlı izleme fırsatı bulduğum pek çok
gruptaki ‘havalı’lık bu adamlara pek bulaşmamış, onlar hala bizden biri.
Arkadaşlarına çalan bar grubu gibiler, bulundukları konumu sindirebildikleri
kanaatindeyim. Yakınlıklarını o kadar hissettiriyorlar ki konseri takiben
kulise gidip yanlarına otursanız kim olduğunuzu sormayacaklar, muhabbete sizi
de hemen katacaklar sanki. Gitse miydim acaba? Bir dahaki sefere gideyim en
iyisi...
Not: Grup, ismi itibariyle Google’da
sizi oyun konsollarına filan götürebilir o nedenle konser tarihlerini, röportajlarını, fotoğraflarını, haberlerini takip etmek için buradan buyrun https://twitter.com/#!/MultitapMusic
Bir dahaki konsere kadar,
Zeynep T.
Not: Bu yazının yayınlanmasını takiben grubun solisti Selim Siyami Sümer'le az da olsa iletişme şansım oldu. Gruba halihazırda duyduğum sempatiyi arttırmayı başardılar o günden bugüne. Kendisiyle paylaşıp da yazıya sığdıramadığım fotoğraflara buradan ulaşılabilir. Bir dahaki konserde de kulise hunharca dalma hakkını kazandım galiba.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder