gün geçmiyor ki bir kehanetim daha doğrulanmasın arkadaş! ankara events sitesi şekilde göreceğiniz biçimde nanaykent'e gitmiş anlaşılan. neyse sağlık olsun, her lokal havadis sitesinin başına gelebilir...
neyse ki hazırlıklıydık malum. buyrun efendim 17 Aralık Cumartesi günü sergilenen Konu: Aşk oyununu takiben yazdığım yazı aşağıdadır.
Lise ve üniversitede tiyatroyla
uğraşmış, küçük, büyük çeşitli roller almış, üniversitede tiyatroyu ders olarak
görmüş, hatta ailesinde tiyatrocular olan biri olarak tiyatroyu yakından takip
eden veya sık sık temsillere giden biri olmamışımdır asla, itiraf ediyorum.
Fakat bu oyunu kaçırmam mümkün değildi.
Bundan iki ay kadar önce hayatıma
girmiş ve tangoyla tanıştırmak suretiyle bana yeni bir sayfa açmış olan
Tangoloji Dans Stüdyosu’nun genç ve başarılı eğitmenleri bu oyunda rol
alıyorlar. Onlar sayesinde bu oyundan hazırlık aşamasından beri haberdardım ve 17
Aralık Cumartesi akşamı oyunun galasında orada olmamak olmazdı.
Dans ve tiyatroyu ayrı ayrı
görmüşlüğüm elbet vardı fakat ilk kez bir dans tiyatrosu oyunu ile karşı
karşıya olduğumdan net bir beklentim olmadığını söylemem gerek. Beklentiden
ziyade ne göreceğimin merakıyla Başkent Oyun Atölyesi Gösteri Sanatları
Merkezi’ne geldim. Farabi’deki bu sıcak mekana yabancı değildim. Daha önce
başka bir etkinlikte tanıştığım bu küçük sahne, 70 kişilik bir topluluğa
gösterim yapıyor. Bu tip küçük salonları büyüklerinden daha çok sevdiğimi
söyleyebilirim. Gösterimde her ne olursa olsun seyircinin azlığı ve mekanın
küçüklüğü bende evimin salonunda oynanıyormuşcasına bir samimiyet hissi
yaratıyor.
Oyun aşağı yukarı 1 saat sürüyor.
Süre bu olunca antrakt da söz konusu değil ve olmasını da isteyeceğinizi
sanmıyorum zira ara verilse dansın yarattığı akıcılık kesintiye uğrarmış gibi
geliyor. Gerçi nerede kaldığınızı unutmanız mümkün değil, ne de olsa hepimizin
bildiği bir konu bu, AŞK.
Senaryosu ve tiyatro uyarlaması
Caner Kuzu’ya ait, Adem ve Havva’nın cennetten düşüşü üzerine kurulmuş “Konu:
Aşk”, tamamen danstan ve Şeytan’ın (Kamil Livatyalı) esprili tiradlarından ibaret
değil. Seyirciyi cennete ve cehenneme götürmenin yanı sıra arka planı oluşturma
ve konuyu bağlamaya yarayan kısa sinevizyon gösterimleri ve projeksiyonları da
içeriyor. Profesyonellerle kıyasla tiyatro işine “azıcık” bulaşmış sayılacak biri
olarak bu görüntüler üzerinde biraz daha çalışmaya gerek olduğunu düşündüm. Biraz
aceleye gelmiş, o an elde ne varsa o kullanılmış gibiydi sanki. Daha gerçekçi
ve daha kısa olmak suretiyle daha etkili olabilecek kısımları vardı lakin yine
de amaca hizmet ettiği şüphesiz. Anladık mı? Anladık. Önemli olan da buydu.
Sahnenin bahsettiğim
küçüklüğünden kaynaklanan ufak bir problem vardı maalesef, oyuncularda -bu
durumda dansçılarda- aydınlık alanın dışında kalma problemi. Sanıyorum dans
ederken, bir tirad ya da diyalog sırasında olacağı kadar nerede durduğunuzu
kontrol etme şansınız pek olmadığından, koreografinin sahnenin önünü işaret
ettiği anlarda bir anlık da olsa karanlıkta kalmak kaçınılmaz oluyor. Yine de
ışıklar –ve müzik tabii ki- oyunun gidişatıyla sorunsuz bir senkron içersinde
yönetildi. Masanın başındaki arkadaşı da tebrik etmek gerek.
Hikayeye fazla bulaşmak istemiyorum
aslında zira bütün oyunu anlatmış olabilirim tek bir cümleyle (tabiri caizse
“spoiler vermek” istemem) ama o akşam o salonda olan herkesin bildiği, belki de
yaşadığı bir hikaye vardı sahnede. Sadece görmedikleri bir şekilde, bambaşka
bir estetikle anlatılıyordu. Dans konusunda uzman değilim kesinlikle ama iyi
bir izleyici olarak Yıldız Çankaya gerçekten güzel bir iş çıkarmış diyebilirim.
Gizem Yıldırım, Emrah Sargın ve Ece Alptekin ağızlarından bir kelime bile
çıkmadan gayet güzel anlattılar her şeyi bize. Müzik seçimleri de gayet
başarılıydı.
Benim bu oyuna asıl gelme sebebim
sayılabilecek Tangoloji eğitmenleri Selen Sürek ve Alper Ergökmen’in
performanslarını tarif etmek içinse kelimeler kifayetsiz kalıyor. Hayatıma
birden bire, beni bile şaşırtacak hızla girip yayılan tangonun, böylesine
isabetli seçilmiş eserlerle bu kadar güzel icra edildiğini görmek Konu: Aşk’ı benim
için başka bir seviyeye taşıdı. Sabırsızlıkla beklediğim o an geldiğinde, deyim
yerindeyse ‘iblisler’ sahneyi cehennem ve tango ateşi ile yaktığında “ne iyi
ettim de geldim” dedim.
Dans tiyatrosuyla tanışmama böyle
güzel bir örnekle vesile olduğu için başta Caner Kuzu olmak üzere tüm Konu: Aşk
ekibine teşekkürü borç bilirim. Basit ve akıcı kurgusu, itinalı ve isabetli
seçilmiş kadrosu ve muhteşem danslarından ötürü bu projenin bir parçası olan
herkesi tebrik ederim. Şimdi size 24 Aralık Cumartesi ya da 30 Aralık Cuma akşamı
Başkent Oyun Atölyesi Gösteri Sanatları Merkezi’ne gidip kendi gözlerinizle
görmek kalıyor Konu: Aşk’ı.
Bir dahaki oyuna kadar,
Zeynep T.
- sonsöz -
Not: "Konu: Aşk" şu sıralar sergilenmiyor fakat Başkent Oyun Atölyesi'nin diğer oyunları ve merkezlerinde verilen eğitimlerle ilgili bu sayfadan bilgi edinebilirsiniz: http://www.baskentoyunatolyesi.com
Bir diğer not: Şayet bu yazıyı takiben tangoya karşı ufaktan bi sempati beslemeye başlarsanız da şu siteyi ziyaret edebilir, Ankara'da ikamet etmekteyseniz ders programlarını gözden geçirebilirsiniz: http://www.tangoloji.com/
Bir diğer not: Şayet bu yazıyı takiben tangoya karşı ufaktan bi sempati beslemeye başlarsanız da şu siteyi ziyaret edebilir, Ankara'da ikamet etmekteyseniz ders programlarını gözden geçirebilirsiniz: http://www.tangoloji.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder